Günümüzde birçok hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Bu hastalıklar arasında otoimmun hastalıklar sayılabilir. Vücudumuzun bileşeni olan hücreler arasında özel sinyalleşme sistemi bulunmaktadır. Bu sinyaller ve iletişim sayesinde hücreler birbirlerini tanırlar. Otoimmunite dediğimiz durum bu hücreler arası iletişimde bozukluk nedeniyle bir doku yada organ sistemini yabancı olarak değerlendirip bağışıklık sistemimizin ona saldırması halidir. Bu saldırı sonucu dokularda tahribat oluşur. Bu durum kendini sınırlandırabildiği gibi hızla ilerleyerek fonksiyonların bozulmasına neden olabilir. Bu durumun karaciğerde olması halinde otoimmun karaciğer hastalıklarından bahsedilmektedir. Otoimmun hastalıkların görülme sıklığı tüm dünyada ve Türkiyede giderek artmaktadır. Bunun nedeni yaşam tarzının değişmesi, yeme alışkanlıklarımız ve çevresel faktörler olabilir. Ancak; günümüzde laboratuvar tekniklerin gelişmesi ile daha kolay tespit edilmesi de bizim hastalıkları daha sık görmemizde etkin rol oynayabilir. Türkiye’deki karaciğer hastalarının çoğunluğunun temelini oluşturan otoimmün savaşları ise birçok karaciğer hastalığının seyrini de değiştirebiliyor. Otoimmün karaciğer hastalıkları nelerdir, bu hastalıklar nasıl belirti veriyor, otoimmün karaciğer hastalıklarının tedavisi nasıl yapılıyor gibi birçok sorunun yanıtını bulabileceğiniz bu içerikte “otoimmün karaciğer hastalıkları tanı ve tedavisi” konusunda da birçok bilgiye sahip olabileceksiniz.
İçindekiler
Otoimmün Karaciğer Hastalıkları Nelerdir?
Otoimmün hepatit (OİH), primer biliyer siroz (PBS) ve primer sklerozan kolanjit (PSK) olmak üzere çeşitli otoimmün karaciğer hastalıkları, günümüzde sıkça görülebiliyor. Farklı sebepleri ve belirtileri olan bu otoimmün karaciğer hastalıkları, karaciğer yetmezliği ve kansere kadar da ilerleyebiliyor.
Otoimmün karaciğer hastalıklarından birisi olan primer sklerozan kolantij (PSK) aynı primer biliyer siroz gibi safra yollarının iltihabıyla oluşur. Çoğu otoimmün hastalıkta olduğu gibi bu hastalıklarda da otoantikorlar bulunmaktadır. Ancak, primer sklreozan ve biliyer kolanjitte safra yolları hastayken otoimmün hepatitte karaciğer hücrelerindeki hasarlar ön planda olur.
Karaciğer Hastalıkları
- Akut Hepatitler
- Sarılık
- Kronik Hepatitler (Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D)
- Otoimmun Karaciğer Hastalıkları
- Alkolik Karaciğer Hastalığı
- Yağlı Karaciğer
- Siroz
- Primer Biliyer Siroz
- Hepatik Ensefalopati
- Karaciğer Kanseri
Otoimmün Karaciğer Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?
- Halsizlik
- İştahsızlık
- Bulantı
- Göz aklarının, deri renginin sararması,
- idrar renginin koyulaşması
- Kaşıntı gibi birçok ortak belirtisi olan otoimmün karaciğer hastalıkları belirtileri hastalığın detaylı açıklamalarında daha net olarak verilecektir.
Otoimmün Karaciğer Hastalıkları 1: Otoimmün Hepatit
OİH rölatif olarak ender görülen ve heterojen kliniği sebebiyle de gerek tanısı, gerekse tedavisi ve takibi açısından zor bir otoimmün karaciğer hastalığıdır. Günümüzde Avrupa ülkelerinde görülme oranı 1525/100.000 olarak bilinen otoimmün hepatitte yaş aralığı geniş olmakla birlikte cinsiyet açısından da bu hastalığın kadınlarda görülmesi “daha” ön plandadır. Her iki cinsiyette de görülebilen otoimmün hepatit, genellikle üreme çağındaki kadınları tehdit eder. Fulminan başlangıç yapabilen otoimmün hepatit hastada sessiz ve subklinik olarak da görülebilir. Alevlenmelerin görüldüğü otoimmün hepatitte tedavideki amaç “komplet remisyon” yani tam iyileşmeyi sağlamak ve ilerleyen karaciğer hastalığından korunmaktır. Ancak, uzun süreli tedavi gerekiyorsa hastanın üreme yaşında olup olmaması yada çocuk sahibi olup olmaması da göz önünde bulundurulmalıdır. Otoimmün hepatit tedavisinde en sık kullanılan tedavi yöntemi ise Azotiopürin(AZT) ve kortikosteroid(KS) ilaç tedavileridir.
Otoimmün Karaciğer Hastalıkları 2: Primer Biliyer Kolanjit
Otoimmün zeminde gelişmekte olan kronik kolestatik karaciğer hastalığı olarak bilinen primer biliyer kolanjit( PBK) görülmesindeki en önemli faktörlerden birisi genetik yatkınlıktır. PBK yani primer bilier kolanjit tanısı koyulan hastaların 1.derece yakınlarında PBK görülme sıklığı artmaktadır. Kadınlarda daha sık görülen primer biliyer kolanjit, 30 ila 65 yaşları arasında izlenebilmektedir. Primer biliyer kolanjit belirti vermeksizin “tesadüf” eseri ortaya çıkan bir karaciğer hastalığı olarak bilinmekle birlikte hastaların %50-60’ı asemptomatiktir. Kaşıntı, yorgunluk gibi belirtiler veren primer biliyer kolanjit genellikle diğer otoimmün hastalıklarla da beraber görülebilmektedir. Örneğin; Sjögren sendromu ve Hashimoto tiroiditi ile birlikte görülebilen primer biliyer kolanjitin fiziksel muayene bulguları ise hastalığın evresine göre değişebilmektedir. Zira, erken evrede fiziksel muayene bulgular normal görülürken ilerleyen evrelerde hepatomegali, splenomegali, sarılık ve kaşıntı izlerine rastlanabilir. Primer biliyer kolanjit tanısını koymak için kan tetkikleri, otoantikor düzeyleri bakılmalıdır. Kesin tanı karaciğer biyopsisi ile konur. Hastalığın tanısı esnasında eşlik eden patolojileri görmek yada ayırıcı tanı için batın ultrasonografi tercih edilebilir. Primer biliyer kolanjitin tedavisi ise iki amaçla yapılır ki birincisi primer hastalığın tedavisi iken ikincisi ise komplikasyon tedavisidir.
Otoimmün Karaciğer Hastalıkları 3: Primer Sklerozan Kolanjit
İntra ve extrahepatik orta ve büyük ölçekli safra yollarının tutulması ile başlayan primer sklerozan kolanjit, kronik progresif bir hastalık olarak biliniyor. Safra yollarında inflamasyon, fibrozis ve daralma gözlemlenen primer sklerozan kolanjitin nedeni hala tam olarak bilinmeyen bir otoimmün karaciğer hastalığıdır. Ülseratif kolit gibi birçok inflamatuvar hastalıklar beraber gözlemlenebilme olasılığı olan primer sklerozan kolanjit vakalarının birçoğu “tesadüfen” tespit edilir. Herhangi bir semptoma sebebiyet vermeme olasılığı bulunan primer sklerozan kolanjit, kan tahlilinde ALP ve GGT’nin yüksek görülmesi sonrasında şüphelenilerek tespit edilebilir. KC biyopsisi yapılarak da tanısı koyulan primer sklerozan kolanjit ilerlediğinde bilirübin de artacaktır. Primer sklerozan kolanjit hastalığının medikal tedavisi safra akışkanlığını arttırmaya yönelik yapılır ancak hastalıktan “kesin” olarak kurtulmak için karaciğer transplantasyonu gerekir. Ayrıca, diğer otoimmün karaciğer hastalıklarında olduğu gibi “bağışıklık sistemi baskılayıcı” ilaçlar tercih edilebilir.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Hepatik ensefalopati, siroz hastalarında sıklıkla rastlanılan kişilik değişkenlikleri…
Devamını OkuPankreas; midenin arka kısmında yer alan birçok organ ve damar yapısı ile çevrelenmiş…
Devamını Oku