Bugün size sindirim sistemini tutan otoimmün hastalıklardan birisi olan coron hastalığından bahsetmek istiyorum. Crohn Hastalığı ağızdan makata kadar herhangi bir sindirim sistemi kanalında rahatsızlık yaratan bir hastalıktır. Genel Olarak tutulduğu bölgeye göre şikayetleri değişmekle birlikte kanlı ishal, bulantı, kusma,iştahsızlık, kilo kaybı tekrarlayan kanamalar gelebilir. Vitamin, mineral eksiklikleri bu Hastalarda Tutulan bölgeye göre değişmekle birlikte bazı hastalarımızda daha fazla bazılarında daha az görülebilmektedir. Bu Hastaların tanısında biz neler yaptığımız hakkında konuşmak istiyorum. genel olarak hastalığın tanısı uzun dönem şikayetlerin devam etmesiyle birlikte konmaktadır. Hastalarda Tekrarlayan ishal ile birlikte yapılan kolonoskopik incelemelerde bağırsağın çeşitli bölgelerinde milimetrik kaldırım taşı eserleri görülebilmektedir. Bu Hastalarda özellikle tutulan bölge eğer kalın bağırsakta bu hastalarda daha çok kanlı ishal görebilmekte. İnce bağırsak tutulumlarında ise emilim bozuklukları ile gitmekte,iştahsızlık, kilo kaybı, daha baskın bir semptom olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hastalık sadece ince bağırsağa ya da kalın bağırsağı tutan bir hastalık değildir. Bazen mide ve onikiparmak bağırsağında ya da yemek borusunda da ülser görülebilir. Bu hastaların bulguları olarak ağızda tekrarlayan ora laflar bizim karşımıza sıkça gelmektedir. sindirim sistemi dışında indirimsistemi hastalığı olarak söylenmesine rağmen sindirim sistemi dışında da birtakım tutulumlar görülmektedir.Özellikle eklem bölgelerinde ağrılarla giden cilt lezyonları ile giden hastalarımızda bulunmaktadır.Bunun dışında sindirim sistemi organı olmakla birlikte kanala dahil olmayan bazı hastalarda tutulabilir. Bunun dışında göz tutulumu da bu hastalarda sık olarak karşımıza çıkmaktadır.Üveit dediğimiz göz arkası iltihabı şeklinde görülmektedir. Bu hastaların incelemelerinde kan tahlilleri,kolonoskopik ve endoskopik incelemeler, gerekirse PCR'da analizler yapılabilmektedir.Hastalığın tedavisi vardır. en çok soru gelen kısım aslında bu. Hastalarımıza her söylendiğinde bu hastalığın bir Tedavisi yoktur şeklinde bir söylenimoluyor ama diyabet hastası gibi, tansiyon hastası gibi ilaçlarını düzenli kullandığı sürece bu hastalarımız ekstrabir problem yaşamadan hayatlarını devam ettirebilirler. hastalığın bağırsak tutulumunda özellikle kalın bağırsak tutulumunda ilerleyen dönemlerde sık ataklar geçiren hastalarda hücresel düzeyde değişikliklerle birlikte displazi dediğimiz durum karşımıza çıkabilmektedir. Budurumda hastalık tanısını almışhastalarda on yıldansonrasında kolonoskopik ekstre incelemelerle kolon kanseri açısından bu hastalar taranmaktadır. Tedavide erken dönem tedavi atak tedavisi dediğimiz tedaviler ve idame tedavisi dediğimiz uzun süreli tedaviler kullanılmaktadır.Atak tedavilerinde antibiyotikler, meselizm grubu ilaçlar ve şasa türevleri, kullanılırken uzun dönem tedavilerde dediğimiz Bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar kullanılmaktadır. Hastalar Genelde kortiko steroidli tedavilere, kortizonlu tedavilere çok iyi yanıt verdiği için doktordan bağımsız olarak bu ilaçları daha uzun süreli kullanmak isteyebilirler. Ancak bu çok tehlikeli ve yanlış bir davranıştır. Belli aralıklarla kullanımından sonra builaçların kesilmesi hem böbrek üstü bezlerinin korunması hem kemik erimesinin önlenmesi ve vücudumuzdaki birçok organı bozmamak, endokrin organ Bozmamak açısından çok önemlidir. Ondan dolayı buhastaların ataklarda ve iyileşme dönemlerinde düzenlidoktor kontrollerine gelmeleri ve kontrolde olduğu doktorlarında bütün hayatında kullandığı ilaçlarla, yediği yiyeceklerle ilgili bilgilendirme talep etmelerini isteriz. İyi günler diliyorum.